KÜLLÜ KÖYÜ

16 Eylül 2013 Pazartesi

Sulama Hizmeti

OSMANİYE MERKEZ KÜLLÜ KÖYÜ SULAMA TESİSİ PROJESİ
             Osmaniye Merkeze bağlı, "Küllü Köyü Sulama Tesisi Projesinin" uygulanması ile boşa akan Küşne Mahallesinde bulunan derin dere pınarı suyu (20 lt/sn) Küllü Köyü Sarıpınar mahallesi arazilerinin sulanması için 150 mt. Çelik boru ve 3318 mt. PVC boru ile getirilerek 250 dekar arazi sulamaya açılmıştır.
/71/1  /71/2  /71/3  /71/4  /71/5  /71/6  /71/7  /71/8  /71/9  /71/Resim 012  /71/Resim 014  /71/Resim 015  /71/Resim 017  /71/Resim 018  /71/Resim 019  /71/Resim 021  /71/Resim 023  /71/Resim 025  /71/Resim 028  /71/Resim 032  /71/Resim 045  /71/Resim 048  /71/Resim 049  /71/Resim 050  /71/Resim 051  /71/Resim 055  /71/Resim 056  /71/Resim 057  

KÜLLÜ KÖYÜ

Ahıska'dan Amanoslara:
KÜLLÜ KÖYÜ
Küllü Köyü
Sırapınar Girişinden Görünüm












Küllü,  Osmaniye'nin  35  km  uzağında,  Ama-
nosların (Nur Dağları, Gâvurdağları) ikinci yük-
sek tepesi olan Keldaz'ın güney doğusunda ku-
rulmuş  tarihi  çok  eski  bir  orman  köyüdür.  Nur
Dağları'nda  en  bol,  en  güzel  ve  çeşitli  ağaç,
bitki  ve  hayvan  türlerinin  bulunduğu  4800  de-
karlık bir orman alanına sahiptir. Çat, Kızlarçayı,
Gökgöl, Cebel ve Tesbi köyleri; Hınzırı, Karagöz,
Kızlarufacığı,  Taşlıufacık  yaylalarının  ortasında,
1024  nüfusuyla  kalabalık  bir  köydür.  Dört  ma-
hallesi, beş mezrası, 12.000 dekar arazisi vardır.
Halkın geçim kaynakları, çiftçilik, hayvancılık ve
orman işçiliğidir.




1865-1866  yılında  Derviş  Paşa  ve  arkada-
şı  Cevdet  Paşa  bir  reform  ordusu  özelliği  ta-
şıyan   Fırka-i   İslahiye   ile   birlikte   Çukurova'ya
ve    Gâvurdağlarına    geldiler.    Önce    Osmanlı
Devleti'ne    karşı    isyancı    gözüken    derebey-
lerini   sürgüne   gönderdiler.   Daha   sonra   da
Gâvurdağlarında yaşayan Ulaşlı göçebe aşiret-
lerini  zorla  ovalara  indirerek  iskân  ettiler.  Yeni
köyler  kuruldu  ve  köylülere  tapulu  araziler  da-
ğıtıldı.




1877-1878   Osmanlı-Rus   Harbi'nden   son-
ra  Ahıskalı  Türklerden  bir  grup  yaşlı,  kadın,
erkek  ve  çocuklar,  daha  güvenli  bir  yer  olan
Anadolu'ya, Türkiye'ye geldi.
Ahıska'dan  yola  çıkan  atalarımız,  önce  Ar-
dahan-Posof,   Erzurum,   Erzincan,   Sivas   ve
Malatya-Doğanşehir'e, oradan da Çukurova'ya,
yani Cebelibereket'e (Osmaniye) geldiler.
Bu  yolculuk,  on  bir  yıl  sürdü.  Bir  kısmı  Er-
zurum-Pasinler    (Hasankale)'de,  bir  kısmı  da
Malatya-Doğanşehir'de kaldılar. Diğer bir kol da
Muş'a gitti. 



Cebelibereket'e gelen Ahıskalılar, Mutasarrıfa
müracaat ederek yerleşebilecek bir yer istediler.
Cebelibereket  Mutasarrıfı  onları  Osmaniye'de 15 yıl bekletti. Ahıskalı Millî Güreşçimiz Bayram ve  bazıları  sıtma  hastalığından  ölünce,  bizim kiler   Çukurova   sıcağına   dayanamayacakla











düşüncesiyle, "Bizler Kafkaslardan, yaylalardan
geldik.  Bu  sehilde,  sıcak  yerde  yaşayamayız.
Bizlere  yer  vermezseniz,  çekip  geri  gideriz  bu-
radan!"   dediler.   Cebelibereket   Mutasarrıfı   da
Gâvurdağlarını  gösterdi:  "Gidin  istediğiniz,  be-
ğendiğiniz yeri bulun ve yerleşin." dedi.
Bir  grup  Ahıskalı,  Gâvurdağlarını  dolaştılar.
Etrafı  dağlarla  çevrili,  bir  derede,  düz  bir  alan
içinde, geniş bir dağ ile kayanın dibinden çıkan
buz  gibi  pınar  buldular.  Etrafı  da  yerleşmeye
müsaitti. Hem ormanlık hem de ekilip biçilecek
arazisi vardı. Hemen gidip durumu Cebelibere-
ket  Mutasarrıfına  bildirdiler:  "Güllü  denilen  yeri
istiyoruz."   dediler.   Mutasarrıf,   bunların   iskân
edilmelerine dair belge ve tapularını verdi.
Ahıskalılar, esas adı Güllü olan, sonradan Kül-
lü olarak söylenen, eskiden Ulaşlıların oturduğu
bu yere yerleştiler. 1889 yılında on altı hane ola-
rak Küllü'ye yerleşen büyüklerimiz, 1900 yılında
Dörtyol nüfusuna kaydolarak Dörtyol'a bağlan-
dılar. Küllü köyüne ilk yerleşen 16 hanenin nü-
fus kayıtları şöyledir:
Hacı Derviş Efendi, Eyüp, Fatma, 1278, Ahıska
Molla  Yasin,  Muhtar,  Eyüp,  Fatma,  İslam,
1293, Ahıska
Molla Kâhya Oğlu Şerif, 1278, Ahıska
Hurşid Oğlu Kamil Ağa, 1270, Ahıska
Molla Yusuf, 1259, Ahıska
Derviş Çavuş, 1273, Ahıska
Ferhat, 1263, Ahıska
Molla Esad Oğlu Züher, 1280, Ahıska
Molla Esad Oğlu Bilal, 1293, Ahıska
Süleymanoğlu Şakir Ağa, 1260, Ahıska
Kahramanoğlu Hasan, 1275, Ahıska
Azizoğlu Kahraman, 1295, Ahıska
Kel Ahmed Oğlu Şaban, 1283, Ahıska
Salih Oğlu Hüseyin, 1278, Ahıska
Salih Oğlu Hamid, 1293, Ahıska
Veli Oğlu Arslan, 1304, Ahıska.
1918  yılında  başlayan  Millî  Mücadele  döne-
minde  Dörtyol'un  millî  kahramanı  Kara  Hasan
Paşa  ile  silah  arkadaşları  olan  çeteleri,  Kuva-
yi  Milliyecileri,  Küllü  köyü  muhtarı  Molla  Yasin
ve  köylüler  evlerinde  ağırladılar  hatta  köyün
karargâh olmasını sağladılar. Ahıska'dan kucak-
ta bebek olarak yola çıkan Molla Yasin, 1920'li
yıllarda  köyde  muhtar  olmuştu.  Küllü'deki  evi-
nin bir odasını Dörtyol'un Millî Mücadele Kahra-
manı Kara Hasan Paşa ve eşine verdi. Evli çe-
teler Küllü'deki evlerde, bekâr olanlar ise cami
bodrumlarında    ve    mağaralarda    kalıyorlardı.
Millî Mücadele tarihinde Küllü köyü halkının çok
önemi ve unutulmaz bir yeri vardır.
Ahıska'dan  Küllü'ye  gelen  atalarımız  cami
için vakıf kurmuşlar. Dağlarda ve derelerdeki sa-
hipsiz ceviz ağaçları camiye bağlanmış. Köyün
çarşısındaki  köylü  tarafından  yaptırılan  dükkân
ve kahvehaneler de her yıl köy muhtarlığı tara-
fından cevizler ve dükkânlar açık artırmayla bir
yıllığına  satışı  yapılır.  Kira  paraları  camiye  har-
canır.
Ayrıca  köyümüzün  büyükleri  bir  kural  koy-
muşlar:  Köyde  seçimlerde  kimse  aday  olmaz.
20-25  sülâleden  birer  kişi  seçilir  ve  bir  araya
gelirler.  Kimin  muhtar  olacağını  seçer  ve  karar
verirler. Seçimde herkes o adaya oy verir.
Küllü  köyünün  şoförleri  özel  eşya  taşıması
dışında arabalarına aldıkları yolculardan, "Allah
razı  olsun  desinler  yeter"  anlayışıyla  kesinlikle
para  almazlar.  Köyde  yapılacak  bir  işe  imece
usulü  herkes  yardımcı  olur.  Cenaze,  düğün  ve
bayramlara  bütün  köylü  katılır.  Köylü  kadınlar
da düğün yemeği ve tarhana yapma, ceviz, fa-
sulye, çilek toplama gibi işlere yardımcı olurlar.
Komşu komşuya yemek verir. Ramazanda kar-
şılıklı iftar yemeğine davetler yapılır.
Köyümüzde  Ahıska'dan  gelen  şu  yemekler
hâlâ  yapılmaktadır:  Bazlama,  xınkal,  bişi,  xaşo,
cadi, kelecoş, papa, puşuruk ve tutmaç.
Dinî  bayramlarda  namazdan  sonra  cami  dı-
şında önce yaşlılar ve hastalar dizilir. Camiden
çıkanlar  bayramlaşarak  sıraya  geçer  ve  uzun
halkalar   meydana   getirirler.   Herkes   birbiriyle
bayramlaşmış  olur.  Topluca  mezarlığa  gidilir, 

dualar  edilirdi.  Evdeki  bayramlaşmadan  sonra   
en  yakın  komşu,  hısım  ve  akrabalar  ile  bütün    
köylülerle bayramlaşma yapılır. Hastalar ziyaret
edilir, çocuklar sevindirilir.

Küllü'de eskiden, düğünlerde kartal ve deve
oyunları  oynanırdı.  Davullarla  halaylar  çekilir,
oynayanlara  kız  evi  tarafından  işlemeli  mendil
dağıtılırdı.  Gelin,  kız  evinden  atlarla  getirilirdi.
Gelin,  ölümü  hatırlasın  diye  mutlaka  mezarlık-
tan geçirilirdi. Mezarlıkta dualar okunurdu.
Davul ile halay çekilirken şu türkü söylenirdi:

Dama vurdum bir tepik güzeller,
Damın duvarı kepik güzeller,
Gız seni alırım amma güzeller,
Korkarım eller öpük güzeller.

Hey güzeller güzeller güzeller
Gerdana gül düzerler güzeller.

Daş dönmüyor dönmüyor güzeller
Gelin ata binmiyor güzeller
Daş dönücü dönücü güzeller
Gelin ata binici güzeller.

Hey güzeller güzeller güzeller
Gerdana gül düzerler güzeller.

Galadan iniş mi olur güzeller
Ham demir gümüş mü olur güzeller
Akşamdan söz verip de güzeller
Sabaha dönüş mü olur güzeller.

Galadan iniyordum güzeller
Çevirsen yanıyordum güzeller
Aşkından kibrit oldum güzeller
Üfürsen yanıyordum güzeller.

Gelin  indikten  sonra  sıra  bayrak  indirilme-
sine   gelirdi.   Bayraklar   silâhla   düşürülmeden
erkeklere düğün yemeği verilmezdi. Yüksek bir
ağaca, uzun bir sırık üzerine asılı bez parçaları
ile soğanı birlikte düşüren tüfeğini sağdıcın boy-
nuna  asar  ve  hediyesini  alırdı.  Sonra  topluca
düğün yemeği yenirdi. Düğün yemeği olarak fa-
sulye, etli börek, sarma, pilav, bişi ve xaşo yapı-
lırdı. Yatsı namazından sonra gelin ile damadın
nikâhı kıyılırdı. Gelin kayınbabasıyla sesli olarak konuşmazdı (saygıdan dolayı). Senelerce sesli konuşmayan gelinler vardı.
Köyümüz    Dörtyol'a    bağlı    bir    köy    iken,
1950   yılından   itibaren   Osmaniye'ye   bağlan-
dı.  Küllü  köyü  Gaziantep,  Hatay  ve  Osmaniye
vilâyetlerinin  Amanoslarda  kesiştiği  üç  sınırın
ortasında  bulunmaktadır.  Yani  Osmaniye  ilinin
bir uç kalesidir Küllü.

Karakol, okul ve sağlık ocağı olmayan, eko-
nomik zorluk ve terör sıkıntısı çeken Küllü köyü
halkı,  her  yıl  dört  ay  kadar  köyünde  kalmakta,
sonra Osmaniye ve Dörtyol'a taşınmaktadırlar.



Kaleme Alan     
Kadir ASLAN

Yayınlayan
Ubeyt  ÇETİL





Orjinali